Sonntag, 5. Februar 2017

Türkiye'de tohumculuk sektörü

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin Avrupa'da en büyük tarım hasılasına sahip ülkesi haline geldiğini belirterek, ''Dünya sıralamamız da 11 değil artık 7'' dedi, 27.07.2015

Bakan Eker, “Tarımda AB’den 10 kat daha fazla büyüdük” …61 milyar dolarlık tarımsal hasıla elde ediyoruz … Bizden önceki hükumet Türkiye'yi 33 milyar dolardan alıp 23 milyara düşürdü. Biz 61 milyar dolara çıkardık, 28.12.2014

Dünya’da tarımsal büyüklük olarak 11. Sırada iken bugün 7. ülke konumuna gelmişiz. Avrupa’da 4. sıradayken Avrupa birincisi haline gelmişiz. Hasılatımız ise 23.7 Milyar Dolardan, 67 Milyar Dolara çıkmış. 1000 Dolarlık kişi başı tarımsal Gayri Safi Milli Hasıla 3 Bin 500 Dolara çıkmış, 25.04.2015

http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/GormeEngellilerDetay.aspx?OgeId=563&Liste=Haber

Davutoğlu, tohumluk üretiminin 145 bin tondan 776 bin tona çıkarttıklarını anlatarak, şunları kaydetti: “Türkiye’yi tohum ihraç eden bir ülke haline getirdik. Tohumluk ihracatımız 17 milyon dolardan 159 milyon dolara çıktı. Tarım sigortası uygulamasını hayata geçirdik. Yıllardır ihmal edilen hayvancılık sektörüne her türlü desteği sağladık. 2002 yılında hayvancılık sektörüne toplam destek 83 milyon lira iken 2015 bütçesinde ayırdığımız kaynak 3 milyar lira. Son 13 yılda hayvancılığa toplam 15 milyar liralık destek verdik. Hayvancılığı sıfır faizli kredi kapsamına aldık. Ülkemiz coğrafyasına en uygun hayvancılık olan küçük baş hayvancılığı ilk kez destekledik.Bu çalışmalarımız neticesinde 2003-2014 yılında süt üretimi, 8,4 milyon tondan 18,5 milyon tona çıktı. Kırmızı et üretimi 421 bin tondan bir milyon tona, tavuk eti üretimi 696 bin tondan 1,9 milyon tona, yumurta üretimi 11,5 milyar adetten 17,1 milyar adede yükseldi. Türkiye’yi tarımsal hasılada Avrupa’nın zirvesine taşıdık. 2002 yılında 23,7 milyar dolardan devraldığımız tarımsal hasılayı, 61 milyar dolara çıkardık. Türkiye, tarımsal hasılada 2002 yılında Fransa, İtalya ve İspanya’dan sonra 4. ülke iken şu anda Avrupa’nın en büyük tarım üreticisiyiz.Bu çerçevede, sadece tarım alanında değil bu tarım faaliyetlerini destekleyecek şekilde de kırsal kalkınma hamlelerini başlattık. Bunu en iyi Konya’da özellikle de KOP Projesi bağlamında önümüzdeki dönemde yapacağımız hamlelerle GAP, DAP, KOP ve DOKAP’ ta yeni bir hamle dönemini başlatıyoruz. KOP Projesi ile ilgili olarak önümüzdeki haftalarda inşallah Ankara’daki programlarımız el verdiği ölçüde ilk fırsatta gelecek ve KOP Eylem Planı’nı Konya ve KOP Bölgesi bir ilimizde açıklayacağız.”-“60 bin kişiye ilave istihdam imkanı sağlandık”Davutoğlu, kırsal kalkınma hamlesi bağlamında ilk kez 2006’ta başlatılan çalışmaların tarım sektörüne büyük bir tarımsal dönüşüm imkanı oluşturduğunu vurguladı. 2006-2014 yılları arasında Türkiye’nin 81 ilinde tarıma dayalı 13 bin 350 yeni sanayi tesisi için 7,5 milyar lira yatırım yaptıklarını ifade eden Davutoğlu, “Şu ana kadar bu tesislerden 12 bin 500’ünü hizmete açtık. Bu tesisler için şimdiye kadar toplam yatırımın yüzde 50’sini yani tam 3,7 milyar lirasını hibe olarak hükümet olarak biz ödedik” dedi. Davutoğlu, bu yatırımlarda 60 bin kişiye ilave istihdam imkanı sağlandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırsal kalkınma destekleriyle tarımda teknoloji hamlesi başlattık ve yüzde 50 hibe sağladık. 2007 yılından bugüne 262 bin yeni makine ekipmana bir milyar liralık hibe ödedik. Damla ve yağmurlama sulama yatırımlarını artırdık. Hedefimiz nedir? İnşallah 2023 vizyonu çerçevesinde 150 milyar dolar tarımsal hasılaya ulaşmaktır; 40 milyar dolar tarımsal ihracatı gerçekleştirmek. Bunun için verimlilik, teknoloji kullanımı, sulama faaliyetlerine büyük hız verdik.Açıklamış olduğumuz 25 sektörel dönüşüm programında tarıma özel bir ağırlık verdik. Vizyonumuzu gerçekleştirmek için Türkiye’nin sulanabilir bütün tarım arazilerinin sulamaya açılmasını öngörüyoruz. Özellikle de Konya ilimiz için KOP bağlamında sadece mavi tünel değil, bütün Konya Havza’sının en iyi şartlarda sulanabilmesi için her türlü araştırmayı yapıyoruz, her türlü imkanı seferber edeceğiz. Tarım mekanizasyonu alanında Türkiyedevrim mahiyetinde adımlar attı ve tarımda verimliliği artıran bir mekanizasyonu gerçekleştirdi. 2002 yılında Türkiye’de toplam traktör üretimi 14 bin 846 idi, 2014 yılında toplam traktör üretimi 67 bin 52’dir. Traktör iç satışı 2002’de 3 bin 825, şimdi ise 62 bin 445’tir. Tarım makineleri ihracatı 71 milyon dolardı 2002’de, şu anda 587 milyon dolar. Bu da Türkiye’nin tarım makineleri konusunda Afrika dahil, her kıtaya büyük bir ihracatimkanı olduğunu ortaya koydu.”Davutoğlu, tarımda mekanizasyon konusunda büyük başarının arkasındaki aktörlerden birinin Konyalı sanayiciler olduğunu söyledi. Türkiye’de üretici firma sayısının tarım aletleri alanında bin 77 olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Konya’nın üretici firma sayısı bağlamında tarım makineleri alanındaki toplam üretimdeki payı yüzde 16. Üretim kapasitesi Türkiye’nin bir milyon 950 bin adet, Konya’nın 327 bin adet. Yani yüzde 17 ve Konya bu alanda Türkiye birincisi. Tarım alet ve makineleri üretiminde Türkiye birincisi Konya’dır” dedi.Tarımda mekanizasyon ve tarım alanında yapılan hamleler bağlamında Konya’nın birçok alanda öncü olduğunu dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti: “Son 13 yıl içinde Konya’ya sağladığımız tarım desteği 4,3 milyar liradır. 2002 yılında 146 milyon lirası olan tarımsal destek 2014 yılında 641 milyon liraya çıkarttık Konya’da. Konya’da hububat üreticisine, ay çiçeği, mısır, kuru fasulye üreticisine önemli miktarda prim desteği sağladık. 2002 yılında hiç prim desteği almamıştı, şu anda ise Türkiye’de bu alanda öncü bir rol oynamaktadır. 2014 yılında 177 milyon prim desteği verdik ve 13 yılda toplam Konya’ya bir milyar lirayı aşan prim desteği sağladık.Aynı şekilde hayvancığının gelişmesi için rekor destek verdik. 25.03.2015

http://www.haber7.com/guncel/haber/1328722-uluslararasi-tarim-fuari-konyada-acildi

http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/GormeEngellilerDetay.aspx?OgeId=603&Liste=Haber

Türk Tohumcular Birliği Başkanı Hakkı Şafak Ses, Türkiye'de her yıl ekilen tohumun yüzde 96,5'inin yerli üreticilere ait olduğunu söyledi. ... Türkiye'nin yüzde 3,5'lik ithalatının çoğunluğu hibrit sebze tohumudur. Ama o konuda da Türkiye'de şu an 462'yi bulmuş olan tohum sanayici ve üretici firmaları piyasanın yaklaşık yüzde 35'ine hakimdirler. İsrail ve benzeri ülkelerle ilgili ithalatta Türkiye'ye ithal edilen tohumun, yüzde 3,5'lik ithal tohumun sadece yüzde 6'lık kısmı İsrail'den gelmektedir ki, onun karşılığında Hollanda'dan yüzde 51'i, Fransa'dan yüzde 15'i, Almanya'dan yüzde 9'u gelmektedir. 04.08.2011

http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/771011-tarimda-israil-efsanesi-boyle-coktu

Biyolojik çeşitliliğin gelecek nesillere aktarılmasını hedefleyen Ankara ve İzmir'deki tohum gen bankalarında muhafaza edilen bitki türü sayısı 86 bine ulaştı. Bu türler arasında bulunan 10 bin çeşit tahıldan geliştirilen sertifikalı tohumlar hem Türkiye'de kullanılıyor hem de ihraç ediliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Ankara'da 2010 yılında hizmete açılan Türkiye Tohum Gen Bankası yaklaşık 300 bin çeşitlik muhafaza kapasitesi bakımından dünyada 3. sırada yer alıyor. 04.11.2012

http://www.aa.com.tr/tr/haberler/96622--86-bin-bitki-turu-koruma-altinda

Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü, yurdun çeşitli bölgelerindeki bitki tohumlarını Ankara'daki Tohum Gen Bankası'nda toplamak amacıyla çalışmalar yürütüyor. Türkiye'deki bitki genetik kaynaklarını korumak amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde kurulan Gen Bankası'nda 310 türde 61 bin tohum örneği saklanıyor. 28.11.2014

http://aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyenin-tohumlari-gen-bankasinda-toplaniyor/97695
http://www.tarimtv.gov.tr/HD5831_turkiye-nin-tohumlari--gen-bankasi-nda-toplaniyor.html

Türkiye'de yasalar gereği GDO'lu tohumların üretimi ve her türlü ticareti yasak. Bugüne kadar Türkiye'de kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumların hiçbiri GDO'lu değil. Tüm tohumların gümrükte hastalık, zararlı madde ve GDO yönünden gerekli kontrolleri yapılmakta; yurda girişte sağlıklı tohumların ithalatına izin verilmekte. 02.02.2015

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ekonomi/230415.aspx

Genetiği ile oynanmış tahıl ürünü tohumlarının İsrail'den alındığı iddiası yalanlandı. TÜRKTOB Başkanı Gençer, "Maksatlı olarak çıkartılan söylentilerin gerçekle ilgisi yoktur" dedi. 07.04.2015

http://www.gunes.com/Ekonomi/gdolu-israil-tohumu-sehir-efsanesi-cikti-133878

Genetiği değiştirilmiş tohum yasaklandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğinin zarar görmesini engellemek için 'Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin' (GDO), tohum ve buna bağlı ürünlerin üretimini yasakladı. 27.10.2009

http://www.haber7.com/guncel/haber/448336-genetigi-degistirilmis-tohum-yasaklandi

Yeni Tohumculuk Yasası ve Türk Tarımına Etkileri ... benzer tohumculuk yasaları Fransa'da 1940’larda, Hollanda'da 1950’lerde kabul edilmiş ve bu ülkeler bugün tohumculuk sektöründe dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına girmiştir. Türkiye’nin bu alanda dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına girmesi tohumculuk endüstrisinin gerekli teknik ve alt yapıyı oluşturmasına, tarafsız bir şekilde kurumsal yapı haline getirilmesine ve yeni çıkan tohumculuk kanunun uygulanabilirliğine bağlıdır. 2007

http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/zfd/article/download/192/87

Saatkartoffeln brauchen eine „Zulassung“

Dass Kartoffeln überhaupt eine amtliche Zulassung brauchen, verblüfft - stimmt aber zumindest zur Hälfte: Im Grunde kann in Deutschland jeder auf seinem Acker Kartoffeln anbauen, wie er will. Auch die Sorte Linda darf - Zulassung hin oder her - angebaut und auch als Speisekartoffel verkauft werden. Wenn ein Züchter eine Sorte aber gewerblich als Saatgut verkaufen will, muss die Sorte beim Bundessortenamt in Hannover zugelassen sein. So steht es im deutschen Saatgutverkehrsgesetz.

Damit soll sichergestellt werden, dass nur hochwertiges Saatgut verkauft wird. Tatsächlich muss Saatgut über die Jahre gepflegt werden: „Kartoffelsorten altern mit der Zeit“, erklärt Biobauer und Kartoffelzüchter Karsten Ellenberg, „sie bringen dann weniger Ertrag“. Eine Zeit lang könnten die Landwirte die Sorte zwar legal aus der eigenen Ernte selbst vermehren, langfristig aber schleppen die Knollen allerhand schädliche Pilze, Viren und Bakterien mit. Das verringert die Ertragskraft der Pflanze. Für Landwirte lohnt sich dann ein Anbau der Sorte immer weniger; nach und nach verschwindet die Sorte vom Acker. Deshalb sei es wichtig, dass sogenannte „Haltungszüchter“ die Sorte pflegen und Bauern mit zertifiziertem Pflanzgut versorgen. 29.08.2009

http://www.faz.net/aktuell/wirtschaft/linda-ist-zurueck-die-geschichte-der-abgemeldeten-kartoffel-1844173.html
https://de.wikipedia.org/wiki/Linda_(Kartoffel)

Sertifikasiz tohumlarin üretimi, kullanimi veya takasi degil, ticareti yasak.

Maksat tarimda verimi arttirmak, yerli tohum sektörünü güclendirmek ve uluslararasi standartlara, yabanci firmalarla rekabet edebilecek seviyeye getirmek.

Eskiye baktığımızda bir ürün elde etmek için her yıl bir önceki yılın ürününden bir miktar tohumluk ayrılır ve o kullanılırdı. Eldeki tohum bozulma gösterdiğinde ya başka bir çeşide geçilir veya yeni bir tohumluk arayışına girilirdi. Şimdi ise sorunun çözümü daha kolay. Tarım Bakanlığı’nın kontrolünde üretilen ve satışa sunulan sertifikalı tohumluk satın almak. ... Sertifikalı tohumlukta ... Ekilen tohumların tamamı aynı günlerde çıkış sağladığı için (tekdüze çıkış) tarlada dalgalanma ve boşluklar olmaz, dolayısıyla da ürün kaybı görülmez.

http://www.kappadokiatohum.com/UrunlerDetay.aspx?id=91

Tohum piyasasi belirli sirketlerin elinde. Bunlarla rekabet edebilmek icin Türkiye'deki tohum sektörü gelistiriliyor.

Istediginiz tohumu kullanabilir, cogaltabilir, takas edebilir, gen bankalarina göncerip kayit altina aldirabilirsiniz. Tohum dikmek, ekmek, satmak yasak degil. Sertifikasiz tohumun ticaretini yapmak yasak.

TOHUMCULUK KANUNU Kanun No. 5553 Kabul Tarihi : 31/10/2006

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/11/20061108-1.htm

5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu çıkmadan önce tamamen yerli sermaye ile kurulan tohumculuk şirketi sayısı 20 civarında iken bugün bu sayı 600'leri geçmiştir. ... Artan yerli tohumculuk şirketleri bugün dünyanın birçok ülkesine tohum ihraç eder duruma gelmiştir ... Eğer bahse konu yazıda belirtildiği gibi Tohumculuk Kanunu çiftçinin tohumluk değişimini ve kendi tohumluğunu kullanımını engelliyor olsa idi bugün Türkiye'nin birçok yerinde yapılan tohum takas şenliklerinin yapılması mümkün olmazdı. Bunlara ilave olarak, dünyada bir ilk olması bakımından özellikle belirtilmesinde fayda olan bir husus da, 5553 Sayılı Tohumculuk kanununun "Genetik Kaynakların Kayıt Altına" alınması hükmünü getirmiş olmasıdır. Bu hüküm ile ilk kez ülkemizde genetik kaynaklar kayıt altına alınarak kamuya ait varlıklar olarak garanti altına alınmıştır. ... 5042 Sayılı kanunla yeni çeşitleri koruma altına alarak ki koruma altına aldırmak tamamen ihtiyari bir konu olup, bitki ıslahçılarının haklarının zayi olması önlenmeye çalışılmıştır. Kaldı ki piyasanın yabancılara terkedildiğini söylediğiniz ürünler ise tamamen hibrit ürünler olduğundan bu çeşitleri kimse koruma altına aldırmaz. Hibrit ürünler yapısı gereği kendi kendine korunan ürünlerdir. Kendine döllenen, yani buğday, arpa vb ürünlerde ise Türk Bitki Islahçılarının çok açık bir üstünlüğü vardır. Bugün ülkemizde yetiştirilen buğday çeşitlerinin yüzde 90'dan fazlası, arpa çeşitlerinin yüzde 95'den fazlası, çeltik yani pirinç çeşitlerinin yüzde 100'ü, nohut ve mercimek çeşitlerinin yüzde 100'ü yerli çeşitlerdir. Bahse konu kanunun çıkartılması ile Türkiye bunları kazanmıştır. ... Sebzelerde de özellikle 5042 Sayılı kanundan sonra yerli yatırımcı sayısı arttığı gibi yerli çeşit sayılarında da patlama yaşanmıştır. 1990'lı yıllarda sera domatesinde yüzde 10 olan yerli çeşit oranları yüzde 50'nin üzerine, biberde yüzde 85'lere, hıyarda yüzde 70'lere, patlıcanda yüzde 65'lere çıkmıştır. Tarla sebzelerinde ise bu oranlar daha yukarıdadır 19.11.2014

http://www.haberler.com/bisab-yonetim-kurulu-baskan-yardimcisi-vehbi-eser-6703039-haberi/

2003 yılında kullandığımız hibrit tohumların yüzde 90’ı ithal tohumlardı. Yaptığımız çalışmalarla bu oranı yüzde 50'ye çektik. ... Dünyada GDO ile ilgili hapis cezasının olduğu tek ülke Türkiye’dir. ... Kamuoyunda bilinen 'yerli tohumlarımız yok oldu' algısı yanlış. Kimin tohum çeşidi varsa bize önersinler biz bunları kendi isimleri ile alıyoruz ve üzerinde çalışıyoruz. Her 5 yılda bir canlılıklarını test ediyoruz. Canlılıklarında kayıp varsa çıkararak tekrar çoğaltıyoruz ... Bu tohumları biz üretmeseydik alabilmek için 900 milyon TL verecektik ... Sertifikalı tohum kullanımı için çiftçilere 511 milyon lira destek sağlandı. Bahçe tesis eden çiftçilere 276 milyon lira ve sertifikalı tohum üreten kuruluşlara da 151 milyon lira olmak üzere toplam 938 milyon lira destek ödemesi yapıldı 20.11.2014

http://www.tarimtv.gov.tr/HD5786_tohumlar-ve-gdo-da-dogru-bilinen-yanlislar.html

Certification and inspections guarantee the identity, health and quality of seeds and propagating material before marketing ... Seed harvested outside the EU may only be marketed in the EU if it offers the same guarantees as officially certified EU seed.

http://ec.europa.eu/food/plant/plant_propagation_material/legislation/eu_marketing_requirements/index_en.htm

Wie andere Samen auch, sind Hybridsamen, die bei uns im Handel angeboten werden, nicht gentechnisch verändert – sie sind keine „Genetically Modified Organisms“ (GMOs). Der Nachteil der Hybridsamen liegt darin, dass die Samen der nächsten Generation, also die Samen aus den Früchten der Hybridsamen-Pflanzen, ganz verschiedene Erbanlagen in sich haben. Denn bei der Befruchtung der Hybridpflanzenblüten kreuzt sich Hybrid mit Hybrid. Das bedeutet: Alle offenen und versteckten Eigenschaften des Hybridsamen werden auf alle möglichen Weisen miteinander kombiniert – in dem einen Samen so, in dem nächsten Samen anders und im dritten noch einmal anders. Wenn man dann diese Samen aussät, werden daraus ganz unterschiedliche Pflanzen mit ganz unterschiedlichen Eigenschaften. Unerwünschte Eigenschaften der Vorfahren, die im Hybridsamen der ersten Generation unterdrückt wurden, kommen nun bei einem Teil der Hybrid-Nachkommen wieder ans Licht.

http://www.tinto.de/tipps/hybridsamen-hui-oder-pfui/

Wenn eine Kreuzung zwischen unterschiedlichen Arten vorliegt − meist sind die Arten nah verwandt −, dann wird konkreter von Arthybriden oder Hybridarten gesprochen (englisch hybrid species). Arthybriden sind vielfach nicht oder nur verringert fertil, doch gibt es etliche Ausnahmen.

Hybriden, deren Eltern derselben Art angehören (also lediglich verschiedene genetische Linien, Sorten oder Rassen darstellen), sind meist fertil; allerdings tritt nach den mendelschen Regeln ab der folgenden Generation (F2-Generation) vielfach eine Aufspaltung der Merkmale ein.

https://de.wikipedia.org/wiki/Hybride#Fertilit.C3.A4t

F1 Üründen alınan tohuma F2 adı verilmektedir. F2 tohum ekildiği zaman F1 tohumun özelliğinde aynı bitki yetiştirilememektedir. Yani ikinci kuşak bitki açılım göstererek ya anaya veya baba bitkiye benzemektedir. Aynı bitkiden el edilmek istendiğinde tekrar F1 tohum ekmek gerekmektedir.

http://www.yerlitohum.com/category/gdo-f1-hybrit-nedir

Hibrid veya melez tohum, aynı bitki türüne ait uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki kümesi veya popülasyonundan (örneğin A ve B) seçilen saf hatların veya bireylerin birbirleri ile çaprazlanması (A x B) sonucunda elde edilen ilk nesil (f1) melez tohumlara verilen isimdir; bu teknik ile değişik yöntemler kullanılarak ana veya babada bulunan özelliklerin f1 çocuklarında ortaya çıkıp çıkmadığı belirlenmekte ve böylece yetiştiricilerin yani çiftçilerin en çok istedikleri özellikleri bünyesinde toplayacak olan f1 melezin hangi ana – baba birleşiminden elde edildiği saptanarak, çoğaltıma geçilmektedir. ... f2 elde edildiğinde, f1 de ki istenen özelliklerin çok az bir kısmının f2 de korunduğu görülmektedir. Örneğin f1 de bulunan herhangi bir hastalığa dayanıklılık özelliği f2 de kaybolmakta, dolayısı ile bu özelliklere sahip bir çeşit talep eden kullanıcılar her sene yeniden f1 tohum satın alma zorunda kalmaktadır. ...

Hibrit ve melez tohumlarının kısır olması, maalesef ülkemizde ulu orta dillerde dolaşan tohumlar kısırdır söylemi tamamı ile yanlış ve de büyük olan bir yalandır. Bu iftiranın altında işin aslını bilmeyen geniş olan kitlelere korku salarak bilimsel gelişmelerin önüne bilinçli yada bilinçsiz set çekmek isteyen küçük fakat yaygaracı bir grup kişinin meydana getirdiği bilgi kirliliği bulunmaktadır. ... Tohumlar içinde de örneğin çekirdeksiz karpuz doğal olarak kısırdır ve tohumu bulunmadığı için de çocuk yani meyve veremez. Bu karpuzları imal eden de, yiyen de bunun böyle olduğunu bilir. ... Fakat ülkemizde piyasada satılan ve yenilen domateslerin yüzde 99' a yakınının hibrit olmasına rağmen bu çeşitler hiçbir şekilde kısır değildir. Bunu doğrulamak için tüketilen domatesin içinden ayrılan çekirdekleri, kış bitimi, bahar aylarında toprağa ekilirse yaz ayında tekrar domates oluştuğu görülmektedir.

https://ziraatyapma.blogspot.de/2014/04/hibrit-f1-tohumlar-hakknda.html
http://www.tohum.gen.tr/hibrit-tohum.html

Hibrid veya melez tohum, aynı bitki türüne ait yakın veya uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki kümesi veya populasyonundan seçilen saf hatların veya bireylerin birbiriyle çaprazlanması sonucu elde edilen ilk nesil (F1) melez tohumlara verilen isimdir. Ancak F1 melezleri genetik yapıları gereği bazı özellikleri iyi olan iki bireyin melezlenmesiyle elde edildiği için bunlardan elde edilen tohumlar yani F2’lerde, F1’de istenilen özelliklerin çok az bir kısmının korunduğu görülmektedir.

http://www.deha20.com/yazar/1420/hibrit-tohum-gdo-degildir-3/

1-Sertifikalı tohumluk üretimi, İl Tarım Müdürlüklerince TOHUMLUK ÜRETİCİ BELGESİ verilerek yetkilendirilen özel ve tüzel kişilerce yapılır. 2-Sözleşmeli olarak da tohum yetiştiriciliği yapılabilinir. Bunun için özel veya tüzel çiftçiler TOHUM YETİŞTİRİCİ BELGESİ alarak yetkilendirilmesi gerekmektedir.

http://www.tohumcu.org/?page=MevzuatDetay&pid=16

Tohum sertifikasyonu

http://www.tarim.gov.tr/BUGEM/TTSM/Menu/55/Tohum-Sertifikasyonu

YURT İÇİ SERTİFİKALI TOHUM KULLANIMININ DESTEKLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2014/19)

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/05/20140517-10.htm

Bayraktar, Türkiye'de sertifikalı tohum üretiminin hızla arttığını, 2008-2015 döneminde 3,1 katına çıkarak 290 bin tondan 896 bin tona yükseldiğini bildirdi. Rusya, Ukrayna, İtalya ve Azerbaycan başta olmak üzere 71 ülkeye sertifikalı tohum ihracatı yapan Türkiye'nin, 2014'te 150 milyon dolar, 2015'te 102 milyon dolar tutarında dış satım gerçekleştirdiğine işaret eden Bayraktar, bu yılın ocak-mayıs döneminde de 21 bin ton ihracat yapıldığını ve karşılığında 79 milyon dolar döviz geliri elde edildiğini belirtti. Bayraktar, tohum ithalatının ise yine ocak-mayıs döneminde 37 bin ton seviyesinde gerçekleştiğini ve ithalata 114 milyon dolar ödendiğini bildirdi. TZOB Başkanı Bayraktar, tohum ihracatının ithalatı karşılama oranının 2015'te yüzde 51,9 düzeyindeyken, bu yılın ocak-mayıs döneminde yüzde 68,7'ye çıktığına dikkati çekti. 08.07.2016

http://www.dunya.com/is-dunyasi/039sertifikali-tohuma-destek-artmali039-haberi-322182

Hibrit (melez) tohumlar aslında doğada var olan ve dünya kurulduğundan beri üretilen tohumlar olup insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara göre ıslah edilmiş tohumlardır. Islahçılar, pazarın istediği şartlara göre üstün özellikli anaç tohumları melezleyerek daha üstün özellikli yeni bireyler elde ederler. Hibrit tohumlardan elde edilen ikinci nesil tohumların ekiminde, yine doğal bir olay olarak melezlemeden geriye dönüş olduğundan, verim ve kalite açısından bazı kayıplar olabilecektir. Dolayısıyla hibrit tohum hiç döl vermeyen kısır tohum demek değildir. Bu yüzden amacına göre elde edilen vasıfların kaybolmaması için, hibrit tohumların her yıl yenilenmesi tercih edilmektedir.

5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu’na göre; ülkemizde genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi yasaktır.

Ülkemizde tohumculukla ilgili halen faaliyette bulunan firmaların tamamı kayıt altındadır. Halihazırda bunların sayısı 633 tür. Sermaye durumuna göre; bu firmalardan 614’ü yerli, 16’sı yabancı ve 4’ü de yerli-yabancı ortaklığı şeklindedir.

2002 yılında [tohumculukta] ihracatın ithalatı karşılama oranı %31 iken 2013 yılında bu oran % 65 e yükselmiştir. 2002'de 17 milyon dolar olan tohum ihracatı, uygulanan politikalarla 2013'te 126 milyon dolara çıktı.

5553 sayılı Tohumculuk Kanunu çiftçilerin kendi ihtiyaçları için ticarete konu olmamak kaydı ile yapacakları tohum üretimini kanun hükümlerinden müstesna tutmaktadır. Bu nedenle çiftçilerin kendi tohumlarını üreterek kullanmasında herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır. Ayrıca, 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun; koruma altına alınan yeni çeşitleri kullanan küçük çiftçilerin elde ettikleri ürünleri tohum olarak kullanmasına izin vermektedir.

Tohumculuk Kanunu’nun ruhu, çiftçilerimizin hizmetine sunulan tohumlukların devletin veya yetki verdiği kurum ve kuruluşların kontrolünde kalite ve verimleri test edilerek onaylanmış tohumluklar
olmasını esas almaktadır. Yerel çeşitlerin herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumlarla ilgili
belirlenen standartlara uygunluğu tespit edilmeden çiftçilere satılması, çiftçilerin karşılaşabileceği mağduriyetler sebebiyle yasaklanmıştır. Bu çeşitlerin Kanun’un ilgili hükümlerine uygun olarak üretilip ticarete sunulmasında bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple ülkemizde yerel çeşitlere ait tohumlukların kullanımının yasak olduğu bilgisi kesinlikle yanlıştır.

5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun yalnızca ‘yeni’ çeşitleri kapsayan bir kanundur. Bir çeşidin yeni kabul edilebilmesi için geriye dönük bir yıldan daha yakın bir zamanda ticarete sunulmuş olması gerekir. Dolayısıyla yıllardır geleneksel olarak ülkemizde varolan çeşitler ‘yeni’ olmadığı için kanun kapsamı dışında tutulmaktadır.

Ülkemizde sertifikalı tohum üretimi günden güne artmaktadır. 2013 yılında 743 bin ton sertifikalı tohum üretimi gerçekleştirilmiştir. Çiftçilerimizin her yıl sertifikalı tohum almak yerine kendi ürettikleri mahsulden ayıracakları tohumu ekebilme özgürlüğü de düşünüldüğünde bu miktar ülkemiz ihtiyaçlarının çok önemli bir bölümünü karşılamaktadır. Bakanlığımız tarafından ihtiyacımız olan türlerde sertifikalı tohumluk üretim ve tüketimini teşvik etmek amacıyla 2005 yılından itibaren çiftçilere Sertifikalı Tohumluk Kullanım Desteği, 2008 yılından bu yana tohum üreticilerine de Sertifikalı Tohum Üretim Desteği verilmektedir.

http://www.tarim.gov.tr/BUGEM/Belgeler/Duyurular/Tohumda%20do%C4%9Fru%20bilinen%20yanl%C4%B1%C5%9Flar.pdf

Ziraat bankasinin verdigi kredilerin faiz oranlari 10.2015

http://www.dsymb.org.tr/wp-content/uploads/2015/10/Z%C4%B0RAAT-BANKASI.pdf

Kemal Derviş çiftçiye desteği kaldırmayı planlıyordu, 09.05.2015

http://haber.star.com.tr/ekonomi/kemal-dervis-ciftciye--destegi-kaldirmayi-planliyordu/haber-1027630

Kılıçdaroğlu'nun seçim kozu olan Kemal Derviş, 2001 yılında çiftçiyi hapise bile attıracak düzenlemelere imzasını koymuş, devlet desteklerini kaldırırken fideleri dahi söktürmüştü. ... Derviş döneminde tarım sektörüne yapılan tüm destekler kaldırıldı ... 2002'de tarımsal kredi faiz oranları Ziraat Bankasında yüzde 59, tarım kredi kooperatiflerinde ise yüzde 69 seviyelerine çıktı. ... Türkiye’de 1998’de 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi, 2001’deki Kemal Derviş-IMF kotasıyla birlikte 10 milyon ton azalarak 12 milyon tona düştü. ... Altında Kemal Derviş’in imzası bulunan Tütün Yasası ile de destekler rafa kalktı. Tütün tarımı serbest ilçeler dışında ekim yapanların fideleri sökülüp yok edildi. Fide eken çiftçiye ise 3 ay ila 1 yıl arasında hapis ve para cezası uygulanmaya başlandı. ... 2002'de verilen toplam tarımsal destek, 1,8 milyar liraydı. Bizim geçen sene verdiğimiz toplam tarımsal destek 10 milyar TL, sadece 1 yılda. 12 yılda verdiğimiz tarımsal destek, 70 milyar TL 10.05.2015

http://www.aksam.com.tr/ekonomi/ciftciyi-bitirdi-kemale-erdi/haber-404422

Kota kalktı, tütün şahlandı! Geride bıraktığımız 2012 yılında Türkiye'de en büyük üretim artışı gösteren bitkisel ürün tütün oldu. 2011 yılına göre geçtiğimiz yıl yüzde 76,1'lik bir yükseliş gösteren tütün, tüketimdeki kısıtlamalara ve zam yüklerine karşın daha fazla alanda ekiliyor. Üretim artışında kota uygulamasının kalkması ve sözleşmeli tarım modelinin yattığı belirtiliyor. 09.01.2013

http://www.tarlasera.com/haber-2446-kota-kalkti,-tutun-sahlandi!

Eskiden üretilen tütünü belirli kotalara göre devlet alırken şimdi ise tütün eksperleri aracılığıyla özel firmalar tütünü alıp fiyat biçiyor. Çoğumuz hem şikayetçi hem de memnun. Tütün kotasının kalkması ile özel tütün eksperleri tütünü alıyor. Bu da beraberinde makineleşmeyi getiriyor. 21.05.2016

http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1242901-tutun-iscilerinin-umudu-fiyatlarin-yukselmesi

5553 sayili Tohumculuk Kanunu’nun 5. maddesinde bahsedilen 'özel üretim alanlari', tohum üretimi icin ayrilmis arazilerdir, 'özel sahislara ait tarlalar' degil.

TOHUMLUKLARIN YETİŞTİRİLECEĞİ ÖZEL ÜRETİM ALANLARININ ÖZELLİKLERİ VE BU ALANLARDA UYULMASI GEREKEN KURALLARIN BELİRLENMESİNE DAİR YÖNETMELİK

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2008/05/20080513-9.htm





Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen

Hinweis: Nur ein Mitglied dieses Blogs kann Kommentare posten.