Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı
Mehdi Eker, Türkiye'nin Avrupa'da en büyük tarım hasılasına
sahip ülkesi haline geldiğini belirterek, ''Dünya sıralamamız da
11 değil artık 7'' dedi, 27.07.2015
Bakan Eker, “Tarımda AB’den 10 kat
daha fazla büyüdük” …61 milyar dolarlık tarımsal hasıla
elde ediyoruz … Bizden önceki hükumet Türkiye'yi 33 milyar
dolardan alıp 23 milyara düşürdü. Biz 61 milyar dolara çıkardık,
28.12.2014
Dünya’da tarımsal büyüklük
olarak 11. Sırada iken bugün 7. ülke konumuna gelmişiz. Avrupa’da
4. sıradayken Avrupa birincisi haline gelmişiz. Hasılatımız
ise 23.7 Milyar Dolardan, 67 Milyar Dolara çıkmış. 1000
Dolarlık kişi başı tarımsal Gayri Safi Milli Hasıla 3 Bin 500
Dolara çıkmış, 25.04.2015
http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/GormeEngellilerDetay.aspx?OgeId=563&Liste=Haber
Davutoğlu, tohumluk üretiminin 145
bin tondan 776 bin tona çıkarttıklarını anlatarak, şunları
kaydetti: “Türkiye’yi tohum ihraç eden bir ülke haline
getirdik. Tohumluk ihracatımız 17 milyon dolardan 159 milyon
dolara çıktı. Tarım sigortası uygulamasını hayata
geçirdik. Yıllardır ihmal edilen hayvancılık sektörüne her
türlü desteği sağladık. 2002 yılında hayvancılık sektörüne
toplam destek 83 milyon lira iken 2015 bütçesinde ayırdığımız
kaynak 3 milyar lira. Son 13 yılda hayvancılığa toplam 15 milyar
liralık destek verdik. Hayvancılığı sıfır faizli kredi
kapsamına aldık. Ülkemiz coğrafyasına en uygun hayvancılık
olan küçük baş hayvancılığı ilk kez destekledik.Bu
çalışmalarımız neticesinde 2003-2014 yılında süt üretimi,
8,4 milyon tondan 18,5 milyon tona çıktı. Kırmızı et üretimi
421 bin tondan bir milyon tona, tavuk eti üretimi 696 bin tondan 1,9
milyon tona, yumurta üretimi 11,5 milyar adetten 17,1 milyar adede
yükseldi. Türkiye’yi tarımsal hasılada Avrupa’nın zirvesine
taşıdık. 2002 yılında 23,7 milyar dolardan devraldığımız
tarımsal hasılayı, 61 milyar dolara çıkardık. Türkiye,
tarımsal hasılada 2002 yılında Fransa, İtalya ve İspanya’dan
sonra 4. ülke iken şu anda Avrupa’nın en büyük tarım
üreticisiyiz.Bu çerçevede, sadece tarım alanında değil bu tarım
faaliyetlerini destekleyecek şekilde de kırsal kalkınma
hamlelerini başlattık. Bunu en iyi Konya’da özellikle de KOP
Projesi bağlamında önümüzdeki dönemde yapacağımız hamlelerle
GAP, DAP, KOP ve DOKAP’ ta yeni bir hamle dönemini başlatıyoruz.
KOP Projesi ile ilgili olarak önümüzdeki haftalarda inşallah
Ankara’daki programlarımız el verdiği ölçüde ilk fırsatta
gelecek ve KOP Eylem Planı’nı Konya ve KOP Bölgesi bir ilimizde
açıklayacağız.”-“60 bin kişiye ilave istihdam imkanı
sağlandık”Davutoğlu, kırsal kalkınma hamlesi bağlamında ilk
kez 2006’ta başlatılan çalışmaların tarım sektörüne büyük
bir tarımsal dönüşüm imkanı oluşturduğunu vurguladı.
2006-2014 yılları arasında Türkiye’nin 81 ilinde tarıma dayalı
13 bin 350 yeni sanayi tesisi için 7,5 milyar lira yatırım
yaptıklarını ifade eden Davutoğlu, “Şu ana kadar bu
tesislerden 12 bin 500’ünü hizmete açtık. Bu tesisler için
şimdiye kadar toplam yatırımın yüzde 50’sini yani tam 3,7
milyar lirasını hibe olarak hükümet olarak biz ödedik” dedi.
Davutoğlu, bu yatırımlarda 60 bin kişiye ilave istihdam imkanı
sağlandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kırsal kalkınma destekleriyle tarımda teknoloji hamlesi
başlattık ve yüzde 50 hibe sağladık. 2007 yılından bugüne 262
bin yeni makine ekipmana bir milyar liralık hibe ödedik. Damla ve
yağmurlama sulama yatırımlarını artırdık. Hedefimiz nedir?
İnşallah 2023 vizyonu çerçevesinde 150 milyar dolar tarımsal
hasılaya ulaşmaktır; 40 milyar dolar tarımsal ihracatı
gerçekleştirmek. Bunun için verimlilik, teknoloji kullanımı,
sulama faaliyetlerine büyük hız verdik.Açıklamış olduğumuz 25
sektörel dönüşüm programında tarıma özel bir ağırlık
verdik. Vizyonumuzu gerçekleştirmek için Türkiye’nin
sulanabilir bütün tarım arazilerinin sulamaya açılmasını
öngörüyoruz. Özellikle de Konya ilimiz için KOP bağlamında
sadece mavi tünel değil, bütün Konya Havza’sının en iyi
şartlarda sulanabilmesi için her türlü araştırmayı yapıyoruz,
her türlü imkanı seferber edeceğiz. Tarım mekanizasyonu alanında
Türkiyedevrim mahiyetinde adımlar attı ve tarımda verimliliği
artıran bir mekanizasyonu gerçekleştirdi. 2002 yılında
Türkiye’de toplam traktör üretimi 14 bin 846 idi, 2014 yılında
toplam traktör üretimi 67 bin 52’dir. Traktör iç satışı
2002’de 3 bin 825, şimdi ise 62 bin 445’tir. Tarım makineleri
ihracatı 71 milyon dolardı 2002’de, şu anda 587 milyon dolar. Bu
da Türkiye’nin tarım makineleri konusunda Afrika dahil, her
kıtaya büyük bir ihracatimkanı olduğunu ortaya koydu.”Davutoğlu,
tarımda mekanizasyon konusunda büyük başarının arkasındaki
aktörlerden birinin Konyalı sanayiciler olduğunu söyledi.
Türkiye’de üretici firma sayısının tarım aletleri alanında
bin 77 olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Konya’nın üretici
firma sayısı bağlamında tarım makineleri alanındaki toplam
üretimdeki payı yüzde 16. Üretim kapasitesi Türkiye’nin bir
milyon 950 bin adet, Konya’nın 327 bin adet. Yani yüzde 17 ve
Konya bu alanda Türkiye birincisi. Tarım alet ve makineleri
üretiminde Türkiye birincisi Konya’dır” dedi.Tarımda
mekanizasyon ve tarım alanında yapılan hamleler bağlamında
Konya’nın birçok alanda öncü olduğunu dile getiren Davutoğlu,
şöyle devam etti: “Son 13 yıl içinde Konya’ya sağladığımız
tarım desteği 4,3 milyar liradır. 2002 yılında 146 milyon lirası
olan tarımsal destek 2014 yılında 641 milyon liraya çıkarttık
Konya’da. Konya’da hububat üreticisine, ay çiçeği, mısır,
kuru fasulye üreticisine önemli miktarda prim desteği sağladık.
2002 yılında hiç prim desteği almamıştı, şu anda ise
Türkiye’de bu alanda öncü bir rol oynamaktadır. 2014 yılında
177 milyon prim desteği verdik ve 13 yılda toplam Konya’ya bir
milyar lirayı aşan prim desteği sağladık.Aynı şekilde
hayvancığının gelişmesi için rekor destek verdik. 25.03.2015
http://www.haber7.com/guncel/haber/1328722-uluslararasi-tarim-fuari-konyada-acildi
http://www.tarim.gov.tr/Sayfalar/GormeEngellilerDetay.aspx?OgeId=603&Liste=Haber
Türk Tohumcular Birliği Başkanı
Hakkı Şafak Ses, Türkiye'de her yıl ekilen tohumun yüzde
96,5'inin yerli üreticilere ait olduğunu söyledi. ...
Türkiye'nin yüzde 3,5'lik ithalatının çoğunluğu hibrit sebze
tohumudur. Ama o konuda da Türkiye'de şu an 462'yi bulmuş olan
tohum sanayici ve üretici firmaları piyasanın yaklaşık yüzde
35'ine hakimdirler. İsrail ve benzeri ülkelerle ilgili ithalatta
Türkiye'ye ithal edilen tohumun, yüzde 3,5'lik ithal tohumun
sadece yüzde 6'lık kısmı İsrail'den gelmektedir ki, onun
karşılığında Hollanda'dan yüzde 51'i, Fransa'dan yüzde 15'i,
Almanya'dan yüzde 9'u gelmektedir. 04.08.2011
http://ekonomi.haber7.com/ekonomi/haber/771011-tarimda-israil-efsanesi-boyle-coktu
Biyolojik çeşitliliğin gelecek
nesillere aktarılmasını hedefleyen Ankara ve İzmir'deki tohum
gen bankalarında muhafaza edilen bitki türü sayısı 86 bine
ulaştı. Bu türler arasında bulunan 10 bin çeşit tahıldan
geliştirilen sertifikalı tohumlar hem Türkiye'de kullanılıyor
hem de ihraç ediliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından
Ankara'da 2010 yılında hizmete açılan Türkiye Tohum Gen Bankası
yaklaşık 300 bin çeşitlik muhafaza kapasitesi bakımından
dünyada 3. sırada yer alıyor. 04.11.2012
http://www.aa.com.tr/tr/haberler/96622--86-bin-bitki-turu-koruma-altinda
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
Enstitüsü, yurdun çeşitli bölgelerindeki bitki tohumlarını
Ankara'daki Tohum Gen Bankası'nda toplamak amacıyla çalışmalar
yürütüyor. Türkiye'deki bitki genetik kaynaklarını korumak
amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde
kurulan Gen Bankası'nda 310 türde 61 bin tohum örneği saklanıyor.
28.11.2014
http://aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyenin-tohumlari-gen-bankasinda-toplaniyor/97695
http://www.tarimtv.gov.tr/HD5831_turkiye-nin-tohumlari--gen-bankasi-nda-toplaniyor.html
Türkiye'de yasalar gereği GDO'lu
tohumların üretimi ve her türlü ticareti yasak. Bugüne kadar
Türkiye'de kayıt altına alınmış çeşitlere ait tohumların
hiçbiri GDO'lu değil. Tüm tohumların gümrükte hastalık,
zararlı madde ve GDO yönünden gerekli kontrolleri yapılmakta;
yurda girişte sağlıklı tohumların ithalatına izin verilmekte.
02.02.2015
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/ekonomi/230415.aspx
Genetiği ile oynanmış tahıl ürünü
tohumlarının İsrail'den alındığı iddiası yalanlandı. TÜRKTOB
Başkanı Gençer, "Maksatlı olarak çıkartılan söylentilerin
gerçekle ilgisi yoktur" dedi. 07.04.2015
http://www.gunes.com/Ekonomi/gdolu-israil-tohumu-sehir-efsanesi-cikti-133878
Genetiği değiştirilmiş tohum
yasaklandı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye'nin
biyolojik çeşitliliğinin zarar görmesini engellemek için
'Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerin'
(GDO), tohum ve buna bağlı ürünlerin üretimini yasakladı.
27.10.2009
http://www.haber7.com/guncel/haber/448336-genetigi-degistirilmis-tohum-yasaklandi
Yeni Tohumculuk Yasası ve Türk
Tarımına Etkileri ... benzer tohumculuk yasaları Fransa'da
1940’larda, Hollanda'da 1950’lerde kabul edilmiş ve bu ülkeler
bugün tohumculuk sektöründe dünyanın en gelişmiş ülkeleri
arasına girmiştir. Türkiye’nin bu alanda dünyanın gelişmiş
ülkeleri arasına girmesi tohumculuk endüstrisinin gerekli teknik
ve alt yapıyı oluşturmasına, tarafsız bir şekilde kurumsal yapı
haline getirilmesine ve yeni çıkan tohumculuk kanunun
uygulanabilirliğine bağlıdır. 2007
http://edergi.sdu.edu.tr/index.php/zfd/article/download/192/87
Saatkartoffeln brauchen eine
„Zulassung“
Dass Kartoffeln überhaupt eine
amtliche Zulassung brauchen, verblüfft - stimmt aber zumindest zur
Hälfte: Im Grunde kann in Deutschland jeder auf seinem Acker
Kartoffeln anbauen, wie er will. Auch die Sorte Linda darf -
Zulassung hin oder her - angebaut und auch als Speisekartoffel
verkauft werden. Wenn ein Züchter eine Sorte aber gewerblich als
Saatgut verkaufen will, muss die Sorte beim Bundessortenamt in
Hannover zugelassen sein. So steht es im deutschen
Saatgutverkehrsgesetz.
Damit soll sichergestellt werden, dass
nur hochwertiges Saatgut verkauft wird. Tatsächlich muss Saatgut
über die Jahre gepflegt werden: „Kartoffelsorten altern mit der
Zeit“, erklärt Biobauer und Kartoffelzüchter Karsten Ellenberg,
„sie bringen dann weniger Ertrag“. Eine Zeit lang könnten die
Landwirte die Sorte zwar legal aus der eigenen Ernte selbst
vermehren, langfristig aber schleppen die Knollen allerhand
schädliche Pilze, Viren und Bakterien mit. Das verringert die
Ertragskraft der Pflanze. Für Landwirte lohnt sich dann ein Anbau
der Sorte immer weniger; nach und nach verschwindet die Sorte vom
Acker. Deshalb sei es wichtig, dass sogenannte „Haltungszüchter“
die Sorte pflegen und Bauern mit zertifiziertem Pflanzgut versorgen.
29.08.2009
http://www.faz.net/aktuell/wirtschaft/linda-ist-zurueck-die-geschichte-der-abgemeldeten-kartoffel-1844173.html
https://de.wikipedia.org/wiki/Linda_(Kartoffel)
Sertifikasiz tohumlarin üretimi,
kullanimi veya takasi degil, ticareti yasak.
Maksat tarimda verimi arttirmak, yerli
tohum sektörünü güclendirmek ve uluslararasi standartlara,
yabanci firmalarla rekabet edebilecek seviyeye getirmek.
Eskiye baktığımızda bir ürün elde
etmek için her yıl bir önceki yılın ürününden bir miktar
tohumluk ayrılır ve o kullanılırdı. Eldeki tohum bozulma
gösterdiğinde ya başka bir çeşide geçilir veya yeni bir
tohumluk arayışına girilirdi. Şimdi ise sorunun çözümü daha
kolay. Tarım Bakanlığı’nın kontrolünde üretilen ve satışa
sunulan sertifikalı tohumluk satın almak. ... Sertifikalı
tohumlukta ... Ekilen tohumların tamamı aynı günlerde çıkış
sağladığı için (tekdüze çıkış) tarlada dalgalanma ve
boşluklar olmaz, dolayısıyla da ürün kaybı görülmez.
http://www.kappadokiatohum.com/UrunlerDetay.aspx?id=91
Tohum piyasasi belirli sirketlerin
elinde. Bunlarla rekabet edebilmek icin Türkiye'deki tohum
sektörü gelistiriliyor.
Istediginiz tohumu kullanabilir,
cogaltabilir, takas edebilir, gen bankalarina göncerip kayit altina
aldirabilirsiniz. Tohum dikmek, ekmek, satmak yasak degil.
Sertifikasiz tohumun ticaretini yapmak yasak.
TOHUMCULUK KANUNU Kanun No. 5553 Kabul
Tarihi : 31/10/2006
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/11/20061108-1.htm
5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu
çıkmadan önce tamamen yerli sermaye ile kurulan tohumculuk
şirketi sayısı 20 civarında iken bugün bu sayı 600'leri
geçmiştir. ... Artan yerli tohumculuk şirketleri bugün
dünyanın birçok ülkesine tohum ihraç eder duruma gelmiştir
... Eğer bahse konu yazıda belirtildiği gibi Tohumculuk Kanunu
çiftçinin tohumluk değişimini ve kendi tohumluğunu kullanımını
engelliyor olsa idi bugün Türkiye'nin birçok yerinde yapılan
tohum takas şenliklerinin yapılması mümkün olmazdı. Bunlara
ilave olarak, dünyada bir ilk olması bakımından özellikle
belirtilmesinde fayda olan bir husus da, 5553 Sayılı Tohumculuk
kanununun "Genetik Kaynakların Kayıt Altına" alınması
hükmünü getirmiş olmasıdır. Bu hüküm ile ilk kez ülkemizde
genetik kaynaklar kayıt altına alınarak kamuya ait varlıklar
olarak garanti altına alınmıştır. ... 5042 Sayılı kanunla
yeni çeşitleri koruma altına alarak ki koruma altına aldırmak
tamamen ihtiyari bir konu olup, bitki ıslahçılarının haklarının
zayi olması önlenmeye çalışılmıştır. Kaldı ki piyasanın
yabancılara terkedildiğini söylediğiniz ürünler ise tamamen
hibrit ürünler olduğundan bu çeşitleri kimse koruma altına
aldırmaz. Hibrit ürünler yapısı gereği kendi kendine korunan
ürünlerdir. Kendine döllenen, yani buğday, arpa vb ürünlerde
ise Türk Bitki Islahçılarının çok açık bir üstünlüğü
vardır. Bugün ülkemizde yetiştirilen buğday çeşitlerinin
yüzde 90'dan fazlası, arpa çeşitlerinin yüzde 95'den fazlası,
çeltik yani pirinç çeşitlerinin yüzde 100'ü, nohut ve mercimek
çeşitlerinin yüzde 100'ü yerli çeşitlerdir. Bahse konu
kanunun çıkartılması ile Türkiye bunları kazanmıştır. ...
Sebzelerde de özellikle 5042 Sayılı kanundan sonra yerli yatırımcı
sayısı arttığı gibi yerli çeşit sayılarında da patlama
yaşanmıştır. 1990'lı yıllarda sera domatesinde yüzde 10
olan yerli çeşit oranları yüzde 50'nin üzerine, biberde yüzde
85'lere, hıyarda yüzde 70'lere, patlıcanda yüzde 65'lere
çıkmıştır. Tarla sebzelerinde ise bu oranlar daha yukarıdadır
19.11.2014
http://www.haberler.com/bisab-yonetim-kurulu-baskan-yardimcisi-vehbi-eser-6703039-haberi/
2003 yılında kullandığımız
hibrit tohumların yüzde 90’ı ithal tohumlardı. Yaptığımız
çalışmalarla bu oranı yüzde 50'ye çektik. ... Dünyada
GDO ile ilgili hapis cezasının olduğu tek ülke Türkiye’dir.
... Kamuoyunda bilinen 'yerli tohumlarımız yok oldu' algısı
yanlış. Kimin tohum çeşidi varsa bize önersinler biz bunları
kendi isimleri ile alıyoruz ve üzerinde çalışıyoruz. Her 5
yılda bir canlılıklarını test ediyoruz. Canlılıklarında kayıp
varsa çıkararak tekrar çoğaltıyoruz ... Bu tohumları biz
üretmeseydik alabilmek için 900 milyon TL verecektik ...
Sertifikalı tohum kullanımı için çiftçilere 511 milyon lira
destek sağlandı. Bahçe tesis eden çiftçilere 276 milyon lira ve
sertifikalı tohum üreten kuruluşlara da 151 milyon lira olmak
üzere toplam 938 milyon lira destek ödemesi yapıldı 20.11.2014
http://www.tarimtv.gov.tr/HD5786_tohumlar-ve-gdo-da-dogru-bilinen-yanlislar.html
Certification and inspections guarantee
the identity, health and quality of seeds and propagating material
before marketing ... Seed harvested outside the EU may only be
marketed in the EU if it offers the same guarantees as officially
certified EU seed.
http://ec.europa.eu/food/plant/plant_propagation_material/legislation/eu_marketing_requirements/index_en.htm
Wie andere Samen auch, sind
Hybridsamen, die bei uns im Handel angeboten werden, nicht
gentechnisch verändert – sie sind keine „Genetically Modified
Organisms“ (GMOs). Der Nachteil der Hybridsamen liegt darin,
dass die Samen der nächsten Generation, also die Samen aus den
Früchten der Hybridsamen-Pflanzen, ganz verschiedene Erbanlagen in
sich haben. Denn bei der Befruchtung der Hybridpflanzenblüten
kreuzt sich Hybrid mit Hybrid. Das bedeutet: Alle offenen und
versteckten Eigenschaften des Hybridsamen werden auf alle möglichen
Weisen miteinander kombiniert – in dem einen Samen so, in dem
nächsten Samen anders und im dritten noch einmal anders. Wenn man
dann diese Samen aussät, werden daraus ganz unterschiedliche
Pflanzen mit ganz unterschiedlichen Eigenschaften. Unerwünschte
Eigenschaften der Vorfahren, die im Hybridsamen der ersten Generation
unterdrückt wurden, kommen nun bei einem Teil der Hybrid-Nachkommen
wieder ans Licht.
http://www.tinto.de/tipps/hybridsamen-hui-oder-pfui/
Wenn eine Kreuzung zwischen
unterschiedlichen Arten vorliegt − meist sind die Arten nah
verwandt −, dann wird konkreter von Arthybriden oder Hybridarten
gesprochen (englisch hybrid species). Arthybriden sind vielfach
nicht oder nur verringert fertil, doch gibt es etliche Ausnahmen.
Hybriden, deren Eltern derselben Art
angehören (also lediglich verschiedene genetische Linien, Sorten
oder Rassen darstellen), sind meist fertil; allerdings tritt
nach den mendelschen Regeln ab der folgenden Generation
(F2-Generation) vielfach eine Aufspaltung der Merkmale ein.
https://de.wikipedia.org/wiki/Hybride#Fertilit.C3.A4t
F1 Üründen alınan tohuma F2 adı
verilmektedir. F2 tohum ekildiği zaman F1 tohumun özelliğinde
aynı bitki yetiştirilememektedir. Yani ikinci kuşak bitki açılım
göstererek ya anaya veya baba bitkiye benzemektedir. Aynı bitkiden
el edilmek istendiğinde tekrar F1 tohum ekmek gerekmektedir.
http://www.yerlitohum.com/category/gdo-f1-hybrit-nedir
Hibrid veya melez tohum, aynı bitki
türüne ait uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki kümesi veya
popülasyonundan (örneğin A ve B) seçilen saf hatların veya
bireylerin birbirleri ile çaprazlanması (A x B) sonucunda elde
edilen ilk nesil (f1) melez tohumlara verilen isimdir; bu teknik ile
değişik yöntemler kullanılarak ana veya babada bulunan
özelliklerin f1 çocuklarında ortaya çıkıp çıkmadığı
belirlenmekte ve böylece yetiştiricilerin yani çiftçilerin en çok
istedikleri özellikleri bünyesinde toplayacak olan f1 melezin hangi
ana – baba birleşiminden elde edildiği saptanarak, çoğaltıma
geçilmektedir. ... f2 elde edildiğinde, f1 de ki istenen
özelliklerin çok az bir kısmının f2 de korunduğu görülmektedir.
Örneğin f1 de bulunan herhangi bir hastalığa dayanıklılık
özelliği f2 de kaybolmakta, dolayısı ile bu özelliklere sahip
bir çeşit talep eden kullanıcılar her sene yeniden f1 tohum satın
alma zorunda kalmaktadır. ...
Hibrit ve melez tohumlarının kısır
olması, maalesef ülkemizde ulu orta dillerde dolaşan tohumlar
kısırdır söylemi tamamı ile yanlış ve de büyük olan bir
yalandır. Bu iftiranın altında işin aslını bilmeyen geniş
olan kitlelere korku salarak bilimsel gelişmelerin önüne bilinçli
yada bilinçsiz set çekmek isteyen küçük fakat yaygaracı bir
grup kişinin meydana getirdiği bilgi kirliliği bulunmaktadır. ...
Tohumlar içinde de örneğin çekirdeksiz karpuz doğal olarak
kısırdır ve tohumu bulunmadığı için de çocuk yani meyve
veremez. Bu karpuzları imal eden de, yiyen de bunun böyle
olduğunu bilir. ... Fakat ülkemizde piyasada satılan ve yenilen
domateslerin yüzde 99' a yakınının hibrit olmasına rağmen bu
çeşitler hiçbir şekilde kısır değildir. Bunu doğrulamak için
tüketilen domatesin içinden ayrılan çekirdekleri, kış
bitimi, bahar aylarında toprağa ekilirse yaz ayında tekrar domates
oluştuğu görülmektedir.
https://ziraatyapma.blogspot.de/2014/04/hibrit-f1-tohumlar-hakknda.html
http://www.tohum.gen.tr/hibrit-tohum.html
Hibrid veya melez tohum, aynı bitki
türüne ait yakın veya uzak akraba konumunda olan iki doğal bitki
kümesi veya populasyonundan seçilen saf hatların veya bireylerin
birbiriyle çaprazlanması sonucu elde edilen ilk nesil (F1) melez
tohumlara verilen isimdir. Ancak F1 melezleri genetik yapıları
gereği bazı özellikleri iyi olan iki bireyin melezlenmesiyle elde
edildiği için bunlardan elde edilen tohumlar yani F2’lerde, F1’de
istenilen özelliklerin çok az bir kısmının korunduğu
görülmektedir.
http://www.deha20.com/yazar/1420/hibrit-tohum-gdo-degildir-3/
1-Sertifikalı tohumluk üretimi, İl
Tarım Müdürlüklerince TOHUMLUK ÜRETİCİ BELGESİ verilerek
yetkilendirilen özel ve tüzel kişilerce yapılır. 2-Sözleşmeli
olarak da tohum yetiştiriciliği yapılabilinir. Bunun için özel
veya tüzel çiftçiler TOHUM YETİŞTİRİCİ BELGESİ alarak
yetkilendirilmesi gerekmektedir.
http://www.tohumcu.org/?page=MevzuatDetay&pid=16
Tohum sertifikasyonu
http://www.tarim.gov.tr/BUGEM/TTSM/Menu/55/Tohum-Sertifikasyonu
YURT İÇİ SERTİFİKALI TOHUM
KULLANIMININ DESTEKLENMESİ HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2014/19)
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/05/20140517-10.htm
Bayraktar, Türkiye'de sertifikalı
tohum üretiminin hızla arttığını, 2008-2015 döneminde 3,1
katına çıkarak 290 bin tondan 896 bin tona yükseldiğini
bildirdi. Rusya, Ukrayna, İtalya ve Azerbaycan başta olmak üzere
71 ülkeye sertifikalı tohum ihracatı yapan Türkiye'nin,
2014'te 150 milyon dolar, 2015'te 102 milyon dolar tutarında dış
satım gerçekleştirdiğine işaret eden Bayraktar, bu yılın
ocak-mayıs döneminde de 21 bin ton ihracat yapıldığını ve
karşılığında 79 milyon dolar döviz geliri elde edildiğini
belirtti. Bayraktar, tohum ithalatının ise yine ocak-mayıs
döneminde 37 bin ton seviyesinde gerçekleştiğini ve ithalata 114
milyon dolar ödendiğini bildirdi. TZOB Başkanı Bayraktar, tohum
ihracatının ithalatı karşılama oranının 2015'te yüzde 51,9
düzeyindeyken, bu yılın ocak-mayıs döneminde yüzde 68,7'ye
çıktığına dikkati çekti. 08.07.2016
http://www.dunya.com/is-dunyasi/039sertifikali-tohuma-destek-artmali039-haberi-322182
Hibrit (melez) tohumlar aslında
doğada var olan ve dünya kurulduğundan beri üretilen tohumlar
olup insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara
göre ıslah edilmiş tohumlardır. Islahçılar, pazarın
istediği şartlara göre üstün özellikli anaç tohumları
melezleyerek daha üstün özellikli yeni bireyler elde ederler.
Hibrit tohumlardan elde edilen ikinci nesil tohumların ekiminde,
yine doğal bir olay olarak melezlemeden geriye dönüş olduğundan,
verim ve kalite açısından bazı kayıplar olabilecektir.
Dolayısıyla hibrit tohum hiç döl vermeyen kısır tohum
demek değildir. Bu
yüzden amacına göre elde edilen vasıfların kaybolmaması için,
hibrit tohumların her yıl yenilenmesi tercih edilmektedir.
5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu’na
göre; ülkemizde genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların
üretimi yasaktır.
Ülkemizde tohumculukla ilgili halen
faaliyette bulunan firmaların tamamı kayıt altındadır.
Halihazırda bunların sayısı 633 tür. Sermaye durumuna göre; bu
firmalardan 614’ü yerli, 16’sı yabancı ve 4’ü de
yerli-yabancı ortaklığı şeklindedir.
2002 yılında [tohumculukta] ihracatın
ithalatı karşılama oranı %31 iken 2013 yılında bu oran % 65 e
yükselmiştir. 2002'de 17 milyon dolar olan tohum ihracatı,
uygulanan politikalarla 2013'te 126 milyon dolara çıktı.
5553 sayılı Tohumculuk Kanunu
çiftçilerin kendi ihtiyaçları için ticarete konu olmamak kaydı
ile yapacakları tohum üretimini kanun hükümlerinden müstesna
tutmaktadır. Bu nedenle çiftçilerin kendi tohumlarını
üreterek kullanmasında herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır.
Ayrıca, 5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı
Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun; koruma altına alınan
yeni çeşitleri kullanan küçük çiftçilerin elde ettikleri
ürünleri tohum olarak kullanmasına izin vermektedir.
Tohumculuk Kanunu’nun ruhu,
çiftçilerimizin hizmetine sunulan tohumlukların devletin veya
yetki verdiği kurum ve kuruluşların kontrolünde kalite ve
verimleri test edilerek onaylanmış tohumluklar
olmasını esas almaktadır. Yerel
çeşitlerin herhangi bir kontrolden geçirilmeden ve tohumlarla
ilgili
belirlenen standartlara uygunluğu
tespit edilmeden çiftçilere satılması, çiftçilerin
karşılaşabileceği mağduriyetler sebebiyle yasaklanmıştır. Bu
çeşitlerin Kanun’un ilgili hükümlerine uygun olarak üretilip
ticarete sunulmasında bir engel bulunmamaktadır. Bu sebeple
ülkemizde yerel çeşitlere ait tohumlukların kullanımının
yasak olduğu bilgisi kesinlikle yanlıştır.
5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine
ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun yalnızca
‘yeni’ çeşitleri kapsayan bir kanundur. Bir çeşidin yeni
kabul edilebilmesi için geriye dönük bir yıldan daha yakın bir
zamanda ticarete sunulmuş olması gerekir. Dolayısıyla yıllardır
geleneksel olarak ülkemizde varolan çeşitler ‘yeni’ olmadığı
için kanun kapsamı dışında tutulmaktadır.
Ülkemizde sertifikalı tohum üretimi
günden güne artmaktadır. 2013 yılında 743 bin ton sertifikalı
tohum üretimi gerçekleştirilmiştir. Çiftçilerimizin her yıl
sertifikalı tohum almak yerine kendi ürettikleri mahsulden
ayıracakları tohumu ekebilme özgürlüğü de düşünüldüğünde
bu miktar ülkemiz ihtiyaçlarının çok önemli bir bölümünü
karşılamaktadır. Bakanlığımız tarafından ihtiyacımız olan
türlerde sertifikalı tohumluk üretim ve tüketimini teşvik etmek
amacıyla 2005 yılından itibaren çiftçilere Sertifikalı
Tohumluk Kullanım Desteği, 2008 yılından bu yana tohum
üreticilerine de Sertifikalı Tohum Üretim Desteği verilmektedir.
http://www.tarim.gov.tr/BUGEM/Belgeler/Duyurular/Tohumda%20do%C4%9Fru%20bilinen%20yanl%C4%B1%C5%9Flar.pdf
Ziraat bankasinin verdigi kredilerin
faiz oranlari 10.2015
http://www.dsymb.org.tr/wp-content/uploads/2015/10/Z%C4%B0RAAT-BANKASI.pdf
Kemal Derviş çiftçiye desteği
kaldırmayı planlıyordu, 09.05.2015
http://haber.star.com.tr/ekonomi/kemal-dervis-ciftciye--destegi-kaldirmayi-planliyordu/haber-1027630
Kılıçdaroğlu'nun seçim kozu olan
Kemal Derviş, 2001 yılında çiftçiyi hapise bile attıracak
düzenlemelere imzasını koymuş, devlet desteklerini kaldırırken
fideleri dahi söktürmüştü. ... Derviş döneminde tarım
sektörüne yapılan tüm destekler kaldırıldı ... 2002'de
tarımsal kredi faiz oranları Ziraat Bankasında yüzde 59, tarım
kredi kooperatiflerinde ise yüzde 69 seviyelerine çıktı. ...
Türkiye’de 1998’de 22 milyon ton olan şeker pancarı üretimi,
2001’deki Kemal Derviş-IMF kotasıyla birlikte 10 milyon ton
azalarak 12 milyon tona düştü. ... Altında Kemal Derviş’in
imzası bulunan Tütün Yasası ile de destekler rafa kalktı. Tütün
tarımı serbest ilçeler dışında ekim yapanların fideleri
sökülüp yok edildi. Fide eken çiftçiye ise 3 ay ila 1 yıl
arasında hapis ve para cezası uygulanmaya başlandı. ... 2002'de
verilen toplam tarımsal destek, 1,8 milyar liraydı. Bizim geçen
sene verdiğimiz toplam tarımsal destek 10 milyar TL, sadece 1
yılda. 12 yılda verdiğimiz tarımsal destek, 70 milyar TL
10.05.2015
http://www.aksam.com.tr/ekonomi/ciftciyi-bitirdi-kemale-erdi/haber-404422
Kota kalktı, tütün şahlandı!
Geride bıraktığımız 2012 yılında Türkiye'de en büyük üretim
artışı gösteren bitkisel ürün tütün oldu. 2011 yılına göre
geçtiğimiz yıl yüzde 76,1'lik bir yükseliş gösteren tütün,
tüketimdeki kısıtlamalara ve zam yüklerine karşın daha fazla
alanda ekiliyor. Üretim artışında kota uygulamasının kalkması
ve sözleşmeli tarım modelinin yattığı belirtiliyor. 09.01.2013
http://www.tarlasera.com/haber-2446-kota-kalkti,-tutun-sahlandi!
Eskiden üretilen tütünü belirli
kotalara göre devlet alırken şimdi ise tütün eksperleri
aracılığıyla özel firmalar tütünü alıp fiyat biçiyor.
Çoğumuz hem şikayetçi hem de memnun. Tütün kotasının kalkması
ile özel tütün eksperleri tütünü alıyor. Bu da beraberinde
makineleşmeyi getiriyor. 21.05.2016
http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1242901-tutun-iscilerinin-umudu-fiyatlarin-yukselmesi
5553 sayili Tohumculuk Kanunu’nun 5. maddesinde bahsedilen 'özel üretim alanlari', tohum üretimi icin ayrilmis arazilerdir, 'özel sahislara ait tarlalar' degil.
TOHUMLUKLARIN YETİŞTİRİLECEĞİ ÖZEL ÜRETİM ALANLARININ ÖZELLİKLERİ VE BU ALANLARDA UYULMASI GEREKEN KURALLARIN BELİRLENMESİNE DAİR YÖNETMELİK
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2008/05/20080513-9.htm
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen
Hinweis: Nur ein Mitglied dieses Blogs kann Kommentare posten.